9 Nisan 2012 Pazartesi

MESNEVİ

                                    Mesnevi-yi Mecazi

Üç tane Merve tanıdım ben
Hepsinde aynı beyaz bir ten

Üçü de birbirinden güzel
Onların sözleri çok özel

İlki Ereğlili bir afet
Allah'ım o nasıl zarafet

İyi çalışmıştı sınava
Tüm sınıflarda ona me'va

Sanki o perilerle yeksan
Parmakları çirkin tek noksan

Eşarbı sanki ipek eşarp
O dilaranın evi çok sarp

Rengarenk giyer,yakışırdı
Uyuzlar ona dolaşırdı

Yeşil kıyafeti çok müthiş
Güzel ki etti beni medhuş

Görünce beni der "Günaydın"
O an içim olur apaydın

Gönle hitap eder o dilber
Heyecandan dışa akar ter

Derunum gönderir bir murad
Beni ol güzel eyler Ferhad

Onu gören olur bir Mecnun
Yanar ki ne yanar şu derun

Güzelliğini görse Baki
Amma o güzel de bir fani

Arkama otururdu çokça
Ki sesi duyulurdu hoşça

Mayıs'ta kapandı dershane
Naçar kaldım oldum divane

Buldum o bahtsızı sonunda
Bir buçuk yıl geçmişti amma

Ki kalmamış bende heyecan
Elinde görürdüm dürr,mercan

Dedim halin hatrın nicedir
Demek ister meylim sizedir

Mesaj attım gelmedi cevab
O işler ki her daim sevab

Acep söylesem mi ki duygumu
Cevab eğer mi ki boynumu

Kamu işi gösterir zaman
Bol bol dua etmeli heman

Sanma beni özgeye yanan
Kıskanır seni cümle huban

Ol duhterin anası melek
Seni bana verecek felek

Sen olmadan ben oldum geda
Bir kalpteki ateştir sevda

O benim için dua etti
Duası üftadeye yetti

İkinci Merve Üsküdarlı
O yaptı beni ağlamaklı

Payitahtın o en özeli
Bulmuştum böyle bir güzeli

O bembeyaz başörtüsüyle
Benzerdi sanki bir periye

Sureti ki dertlere deva
Sireti aşıklara şifa

Akıttı gözümün yaşını
Yemedi o aşkın aşını

Sel olmuştu gözümün kanı
Ona feda kılmıştım canı

Hiç bozmadı o ikrarını
İsterim aşkın tekrarını

Lisan öğret demişti bana
Tüm lisan olsun feda sana

Böyle bir canan büyük ihsan
Mest olur onu gören insan

Aşkıyla olmuştum mestane
Gezerdim sanki ben divane

Hem mest eyler hem cezb eder
Onu gören gözler fikr eyler

Sapsarı kaşı vardı onun
Hadleri gamzeliydi onun

Gözleri hep ufka bakardı
Dinsiz biri olsa tapardı

Pembe libası bir harika
Çok severdim seni Maşika

Deryalarda serbest gezerdi
Asuman o kızı süzerdi

Aşk deryasına gavvas olam
Zaten yok benim gibi gulam

Aslı o kızın Zonguldakmış
Aşikanı o tutup atmış

Kadköy lisesinde okudu
Mektebinde aşkı dokudu

Amma öğrenmedi hiç aşkı
Kes beni elindeki bıçkı

İlk defa olmuştum ben aşık
Halimden anlar kesin Vamık

Giymiştim ben derviş sofunu
Millet yaşar aşkın kofunu

O dil-rüba sevmez rüzgarı
Alakadar etmez ağyarı

Rüzgar getir ondan bir koku
Değişsin Konya'daki doku

Papatyam ederdi beni şad
Hocaydı o ederdi irşad

Onun dişleri sanki müşgbar
Dideleri sanki bir nurbar

Tanıştık yirmi dokuz martta
Veda etti bana mayısta

Ki kaldı içimde bir acı
Onu ederdim ben baştacı

Mayıs yirmi sekiz, vedası
Onun bana cevr ü cefası

Üçüncü Merve'nin mekanı
Saygı duyar devlet erkanı

İstanbul'da yaşar bu güzel
Ne ebet bıraktı ne ezel

Hadler gamzeli leb pembeli
Meskeni İstanbul'un semti

Hastaydım ben şifa diledi
Onun marifeti çok idi

Dua etti nezle def oldu
Reddettiği erkek mahv oldu

Ondaki bir müthiş güzellik
Biraz vardı onda bencillik

Sesi ki sergerdan edermiş
Vechindeki verd-i ahmermiş

Nurunu gördük ol dilberin
Üstünde yaşar işte berrin

Güzelliği dillere destan
Çirkin diyen söylüyor yalan

Onun sohbeti çok lezzetli
Benim nazarımda kıymetli

O memleketi de düşünür
Kızlar buna ancak gülüşür

Çok ama çok hoştur ki o kız
Ki baktıkça içim eder cız

Gayet endamlı güzel fizik
Didarında yok tek bir çizik

Dideleri ki boncuk boncuk
Yüzünde belirir tomurcuk

Çiçeklerden bile çok zarif
Çok da nükteli dili latif

En güzel gazele o layık
Taşır onu sarhoş bir kayık

Memnunmuş ondan amuhte-gah
Onun için doğar her sabah

Güzelin ismi iki hece
Sanarsın sen sanki bir ece

Gezer o dilber leyl ü nehar
Ben onun gülşeninde bir har

Onun için eve girer muş
Sokakta onu izler tüm kuş

Şehr-i dili eyler o mamur
Elinde görmedim hiç hamur

Alper de yazdı bir mesnevi
Bu alemde o bir konevi








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder