13 Aralık 2013 Cuma

rubâî-8

mefûlü mefâilün fâilün

Gaflet çağının sen ey meryemi
Bir kez nazar et silip giryemi
Lâyık değilim fakat Allahım
Sen kıl beni tek onun hemdemi

14 Kasım 2013 Perşembe

Müstezâd-3

mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün/mefûlü feûlün

Âşık olan ağlattı amansızca günâhı
Öğretti mübâhı
Çoktur ya figânım sakın ettirme şikâyet
Çektirme eziyyet

Derdin bedenimden neler ister ki ben öldüm
Aşkınla kül oldum
Vicdânı onun sızlayıp atmış gülücük âh
Kıskandı beyaz mâh

Bir kez bana rahm eyle bakıp merhamet işte
Şâd et beni hem de
Nazlım hadi ikrâr edip aşkınla cevâb ver
Ağlat beni yer yer

Âh gönlümü âteşleyen imkansız emeller
Bak kalbimi neyler
Sultânım aman ver hareketlendi sıkıntım
Bir anda sıkıldım

Artık diyorum yârime vuslat hani nerde?
Dermiş ki o yerde
Ey dil! acısın hâlime yetmez mi cefâlar?
Gelsin de safâlar

Bir gamzesi,bir gülmesi eşmiş ya cihâna
Fer verdi zamâna
Yârim sen edersen bana bıkmayla bir âhı
Bulmam ki refâhı

Ahdar gözü,şîrîn sözü var onda letâfet
Bunlar bana hasret
Kaldır da şu pervâyı huzûr gönlüme geçsin
Kalbin beni seçsin

Gözyaşları şâhid benim üftâden a dilber
Kan ağladı Alper
Yâ Rab sana hîç bilmeyip ettimse şikâyet
Sen Allahım affet


9 Kasım 2013 Cumartesi

TAZMÎN


fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

Aşk bir âteştir içten içten âhlardan çıkan
Aşk rüzgârdır yüreklerden çıkan, odlar yakan
Aşk bir ilhâmdır Allah'tan gelen biz kullara
Aşk bir şem'i ilâhîdir benim pervânesi
Şevk bir zencîrdir gönlüm onun dîvânesi

Aşk aklın yok olup hissin var olma hâlidir
Aşk cezbeyle coşup rahmetle dolma hâlidir
Aşk gözlerden akan yaştır boyanır allara
Aşk bir şem'i ilâhîdir benim pervânesi
Şevk bir zencîrdir gönlüm onun dîvânesi

Kâh Züleyhâ'dır o, kâh Ferhat'tır aşk ,kâh Aslı'dır
Tutkun âşık değil ,aşkı bilmeyenler yaslıdır
Alperâ aşkınla nâmın kaldı,dilsiz yollara
Aşk bir şem'i ilâhîdir benim pervânesi
Şevk bir zencîrdir gönlüm onun dîvânesi


Şâir Hayâlî'nin beyti tazmîn edilmiştir...

3 Kasım 2013 Pazar

"Kaldı" redifli gazel


mefûlün mefâîlün mefâîlün fâ

Gülşenlerde solmuş bir murâdın kaldı
Eyvahlar!Gülün aklında dâdın kaldı

Yârin ülkesinden kalbe esmiş rüzgâr
Bir mehpâreden yalnızca bâdın kaldı

Hicrânın zamânından hep efgân ettin
İsmâîlce çerhe, inkıyâdın kaldı

Aşkın âteşinden mülk ü mâlın gitti
Âşıklar için mîrâs , vidâdın kaldı

Vâmıktan,Keremden beter oldun Alper
Ağyâr ağzına Mecnûn-veş adın kaldı

dâd=iyilik 

26 Ekim 2013 Cumartesi

"Ağladım" redifli gazel

Müfteilün fâilün müfteilün fâilün

Doğdu hayâlin bana,kana kana ağladım
Gönlüme rahm ettin âh sana sana ağladım

Reng-i ruhun aldı göz nûrumu;hâtırladım
Handeni, dîdârını,ana ana ağladım

Kalmadı tâkat fakat,âteş-i sûzâna at
Nâr-ı firâka inat yana yana ağladım

Gayrı sen ol gel hayâlin değil ammâ,hadi
Düşlere gerçek dedim, kana kana ağladım

Gam ve keder artırıp derdini Üftâde hem
Sen dedin aşkınla:"Tek sana..sana ağladım"


1.beyitteki  kana kana=doyasıya mânâındadır
1.beyitteki sana sana = sanmak fiilidir...

aslında bunlar âşikâr ama ilk etapta anlaşılamayabilir îzâh edelim dedik...

BEYİT

Bir kez âh sarılmak olsa sana nasîb
Kabûlüm şeytan dahî olsa müsebbib


âşıklığın zirve yaptığı hisler.. 21.yüzyıl divan şairi .. aruzlu şiir.. aruz ,alper eşgi

bu beyt arûz vezni ile yazılmadı yalnız..

16 Ekim 2013 Çarşamba

"Haram" redifli gazel

müfteilün müfteilün müfteilün fâilün

Ayş u tarab olmalı lîk âşığa gülmek haram
Gamdan uzak ol ama gayb sırrını bilmek haram

Pârelenip sîneye girmek bile hoştur bize
Zevk alır uşşâk gam-ı yârdan bunu bölmek haram

Var da eriş maksada,hüsrân ile sonlansa da
Gâyesi sevdâ bulunan yolda da yılmak haram

Sel gelen âşık yanağın üstüne,yaklaşmasın
Zemzemi bilmez mi ki pis el ile silmek haram

Etse de bin cevr ü cefâ,râzıyım artık kader
Yâre kavuşmadan ey Alper sana ölmek haram

13 Ekim 2013 Pazar

rubâî-7

mefûlü mefâilün feûlün
Nûrunla hayât veren hilâlim
Aşkın ile gayrı bî-mecâlim
Çok sevdiğim aşka rahm edip gel
Sensizliğe var mı ihtimâlim

28 Eylül 2013 Cumartesi

Gazel-ağlama gönlüm..

müfteilün müfteilün müfteilün müfteilün

Ağlama gönlüm hele sabret doğacaktır güneşin
Kapkara gökler gidecek dinse bu boş serzenişin

Hâline şükretmelisin,böyle buyurmakta hadîs
Sâlih olan kalbine elbette yakın Sidrenişîn

Hüzne kucak açma,nedir eşkini koyvermelerin
Fayda verir sanma sakın böyle elem bir geçişin

Bezm-i elestin sana zâhidliği bahşetmesi bu
Belli değil miydi senin âleme bayram gelişin

Sabr ile davran,kaderin:"Bekle ey Alper" dedi hep
Sâdece râhında bulun kutlu ezânın,Habeşin


*şâir bir bayram günü doğduğunu söylüyor 4.beytin ikinci mısraında..

*Habeş=Bilâl-i Habeşî

17 Eylül 2013 Salı

dersen işte sen-ben redifli Gazel, Nazîre

fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

Gözleri âhû-veş olmuş yâr dersen işte sen
Gussa hâlinde sana kim zâr dersen işte ben

Lâle hadler,pembe lebler,renkli gözler sendedir
Böyle çok hoş bir güzel kim var dersen işte sen

Her dem aşkın hasta etmek ister ey zâlim beni
Kalbi kan ağlar o dil-efgâr dersen işte ben

Bir sözündür gönlü güldürmeden aslâ ,öldüren
Zulme sevdâlandı bir dil-dâr dersen işte sen

Ey dilârâ sen cefâ-kâr âşığınsa ber-karâr
Alperâ kim dertle berhürdâr dersen işte ben

Cihân'ın Vilâdetine Târîh

Tealallah o öyle bir dosttur ki
Hasenâtına şâhiddir şu zamân

Berâberce es'ad olmak temennim
Seni tanımayan günlerim pişmân

Ey âşinâ Hak yoluna ol revân
Menzilde herkes olsun sana hayrân

Garîb arkadaşın yazdı bir târîh
İnşallâh eder seni hemen şâdân

Giryeni ekleyip,çeh sözü çıkar
"Bir nûr olarak geldi üstâd cihân"
(بر نور اوﻻرق كلدى استاد جهان)
girye= 235 sayısını veriyor.. çeh=8 235-8=227
tırnak içine alınmış mısra'nın sayısal değeri 1186..
1186+227=1413.. hicrî 1413 ..doğum yılını vermektedir..

dünyaya yeni gözlerini açan her bebek bilindiği üzere ağlar..girye kelimesinin mânâsı ondandır. ve bu ağlayış iyiye işârettir bize gerektir o yüzden ekledim.. çeh,çukur,çukurluk demektir.. ki değerli insan cihan üst seviyenin insanıdır,yükseklerin ,enginin insanıdır. çeh sözü de nazımdan o yüzden çıkmaktadır.. 


10 Eylül 2013 Salı

Tahmîs-i Gazel-i Şeyhülislâm Yahyâ Efendi

mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

Mecnûna kananlar bana efsâne desinler
Varsın reh-i aşk içre o bîgâne desinler
Bir dilberin etrâfına pervâne desinler
Sun sâgarı sâkî bana mestâne desinler
Uslanmadı gitti gör o dîvâne desinler

Takvâ eri şeytanları yıldırmada burda
Peygamber-i Hak cevdeti bildirmede burda
Rabbim nice feyzler verip aldırmada burda
Peymânesini her kişi doldurmada burda
Şimden geri bu mescide mey-hâne desinler

Sırlar denizimden çıkıp et bendeni sen fâş
Boz çehreni gülruh,kapa çeşmin de hilâl kaş
Ağlarsa gözüm neşve içinden dökülür yaş
Dil hânesini yık koma taş üstüne bir taş
Sen yap onu eller ona vîrâne desinler

Îmân dolu kalbin bırakıp hikmeti neyler
Furkânı bırakmış sesi bir kıymeti neyler
Emmâre nefis kahroluyor himmeti neyler
Gönlünde senin gayr u sivâ sûreti neyler
Lâyık mı bu kim Ka'beye büt-hâne desinler

Zihninden akıp gitmeli bir dem gibi gaflet
Aklında bulunsun terahındır sonu cennet
Alper hadi maksûda ulaş duyma nedâmet
Yahyâ'nın olup sözleri hep sırr-ı mahabbet
Yârân işitip söyleme yabâne desinler

Müstezâd-2

mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün/mefûlü feûlün

Sevda güneşim çık hadi yak bendeni işte
Yaksan ya derince
Üzmem seni aslâ benim ol sâdece lütfen
Kül et beni tek sen

Mâdem bana nâz yapmadasın beklerim olsun
Nâzın da son olsun
Ey ay gibi parlak güneşim cimri değilsen
Çık ortaya lütfen

Yandır beni dîdârına çok hızlı şekilde
Bekletme sen işte
Râhın ne ırak öyle, bırakmam seni böyle
Dünyâma doğarsan

Âh etmedim aslâ elemimden biricik yâr
Davran da öpüp sar
Akşam oluyorken ağıdım başlıyor anla
Sen çünkü gidersin

Yıkmaz beni bed sözlerin ammâ gülüyorlar
Derler:"Hani vuslat?"
Dâvûd gibi gür çıkmasın artık sesin Alper
Dönmüş sana sırtı

Irgat-ı Hudâ ol bulunur bir gün eşin ki
Şâhid amelin ki
Necm etme sakın her şeyi nazmında ey Alper
Sensin ki tek ahter

Gazel-Gülmüşsün güzelim

mefûlâtü feûlün mefûlâtü feûlün

Gülmüşsün güzelim neylersin işte hayâttır
Hâlâ sendeki suskunluk bomboş bir inattır

Aşk bâğında muhabbetler bahşet şu gedâna
Düşmüş âşığa ikrâm çok hoştur ki zekattır

Fırsat bulmasın aslâ insanlar bu hususta
Gıybet etmede zîrâ kullar usta zevâttır

Firkat âteşi sönsün hasret perdesi kalksın
Vuslat neşvesi çıksın vuslat çünkü necattır

Aşkımdan haber etsem hâlimden beter etsen
Nâçârım ama korkmam gamzen sende pusattır

Bak,görmez mi o gözler, yârin hep seni özler
Hem feryâdını gizler,gönlüm çünkü sebâttır

Üftâdem,seni varsın ağlatsın o demâdem
Sabretmek sana mâdem yârinden de ricattır


ŞEYH GÂLİB üstâda nazîre

mütefâilün feûlün mütefâilün feûlün

Yine gussa cemrem od oldu da nevbahâre düştü
Alev aldı gül yanıp, bülbül ölüp ,nigâre düştü

Değilim umutsuz ammâ bana gelmiyor ki aslâ
Sanırım hayâllerim bir reh-i intizâre düştü

Vatanında kalmış olmak o sevincin ah ne çâre
Neşelenme ,eğlenip gülme de ihtiyâre düştü

Yetişip visâle şeydâ kırılıp demiş ki cânâ
"Bana verdiğin o sözler ki şu yâdigâre düştü"

Bize gelmeyen dilekler acımaz kesin melekler
Atılan çiçekler ancak der-i dil-figâre düştü

Dedi:"Sevdiğim karanlıkları öldüren o nerde?"
Şeb-i vaslı nûra vermek meh-i bîkarâre düştü

Bu mekâna aldanıp çokça övünme sen ey alper
Nice aldanan gönüller yine iftihâre düştü


yâdigâr* hatır


Gider miydim geri redifli gazel

Kömür gözlü, al yanaklı , can perî gider miydim geri
Ey benim yaşlı gözlerimin feri gider miydim geri

Demedin ki "hür bir bülbül olacam,güllere konacam"
Ey şeydâ bülbülerin şâhı,seri gider miydim geri

Bir tebessüm edeydin ne vardı ben varken değişeydin
Hâlini belli edeydin, sen Öri gider miydim geri

Bir nim nigâh atmıştın hani o soğuk sabah bakmıştın
O gün beni yakmıştın, güller zeri gider miydim geri

Yok mudur bir dönüş belki ebedî bir elemden kaçış
Feraha varış, kızların bî-şeri gider miydim geri


Öri* lakap.. gider miydim redifli gazel ile aynı konuyu anlatıyor.. devâmı niteliğindedir.

20 Ağustos 2013 Salı

Vezn-i Aher-6

müstefilatün müstefilatün müstefilatün müstefilatün

Çıkmaz sokak san/Günlerce eğlen/Maymunca tüylen/Kâfirce söylen
Günlerce eğlen/Maymunca tüylen/Kâfirce söylen/Bir câme giysen
Maymunca tüylen/Kâfirce söylen/Bir câme giysen/Gerçek şudur yâ
Kâfirce söylen/Bir câme giysen/Gerçek şudur yâ/Ahret demişler

Vezn-i Aher-5

müstefilatün müstefilatün müstefilatün müstefilatün

Beyhûde gezdim/Mevtâlar oldu/Bir anda sezdim/Hülyâlar ölmüş
Mevtâlar oldu/Bir anda sezdim/Hülyâlar ölmüş/Pespembe yolmuş
Bir anda sezdim/Hülyâlar ölmüş/Pespembe yolmuş/Evvel yok olmuş
Hülyâlar ölmüş/Pespembe yolmuş/Evvel yok olmuş/ Bir sahte dünyâ

Vezn-i Aher-4

müstefilatün müstefilatün müstefilatün müstefilatün

Samsundayım yâr/Aklımda sen var/Güllerde hep hâr/Üstündedir nâr
Aklımda sen var/Güllerde hep hâr/Üstündedir nâr/Bülbül eder zâr
Güllerde hep hâr/Üstündedir nâr/Bülbül eder zâr/Gülşende bir mâr
Üstündedir nâr/Bülbül eder zâr/Gülşende bir mâr/Üftâde sen sar

oldular redifli gazel

O güzel aşk dolu ipekler birden halı oldular
Bülbülün kondıuğu rahmet gülleri çalı oldular

Ne koca çınarlar vardı bu zemînin üzerinde
Kesildiler ve bir binâ-yı küfrün dalı oldular

Gönül hemdem arar her dem terslenir ki neden arar
Çünkü güzel kızlar hep soysuzların malı oldular

Nerde o canlara can kanlara kan katan şerbetler
Yiğide aş olan gıdalar itin balı oldular

İlmin ,dinin yuvası olan o kâşâneler bile
Küfür denizine bakan nasîbsiz yalı oldular

Muhabbet ehlinin tükenmez meyi siyah kahveler
Cenâbet beyinlerin eğlencelik falı oldular

Asya'dan beri Türk'ün bayrak rengi olmuş kırmızı
Terör paçavralarının yeşilli alı oldular

Dertlensen de ne değişir bîçâre Alper bu kader
Ah bu insanlar sahte Rüstemlerin Zal'ı oldular

SONE-4

mefâîlün feûlün mefâîlün feûlün

Sıcak bir gün;kederden,elemden,gussadan da
Bu âteş herkesin hücresindeymiş bilirsin
Harâretler gelir hızlı,sen zâten görürsün
Ve ân gelmiş olur; geçtin işte hisseden de

"Benim derdim devâ bulmaz aslâ muskadan da"
Dedin hâtırla dostum bu tarz çok sözleri sen
Şehâdet etti tüm zerreler ey dost,olursun
Olursun çok beter korkarım bir hastadan da

Zamânın hastalık verdiği çok âşinâdır
Şahıs dünyâda mevtâ olur aslında heyhât!
Fakat bil aynıdır işte her yer bir me'vâdır

Alıp zevk şâd olup,eğlenip gülmez ölürler
Ölümler yaklaşır böyle,insanlar telaşta
Telaş etmez inanmışlar aslâ tek gülerler

Vezn-i Aher -3

müstefilâtün müstefilâtün müstefilâtün müstefilâtün

Hicrâna düştüm/El ver dilârâm/Rüsvâya koştum/Bitmez ki nârâm
El ver dilârâm/Rüsvâya koştum/Bitmez ki nârâm/Aşkınla taştım
Rüsvâya koştum/Bitmez ki nârâm/Aşkınla taştım/Zorluklar aştım
Bitmez ki nârâm/Aşkınla taştım/Zorluklar aştım/Sensiz dolaştım

ŞARKI


mefûlü mefâîlü mefâîlü feulün

Sevdâma cevâb ver, ki gönüller neşe bulsun
Râhında kadehler senin aşkın ile dolsun
Al renkli dudaklım seni kıskanmayan ölsün
Çok sevdiğim al cânımı bârî senin olsun

Gönlüm bakışından şen olur, süslü hilâl kaş
Derdinle senin,kan dolu gönlümden akar yaş
Âşık bedenim gayrı  ne âb iste ne bir aş
Çok sevdiğim al cânımı bârî senin olsun

Ben geçtim a cânım vatanımdan ve ilimden
Bülbül bile duydukça, şikâyetçi dilimden
Sordum seni ak lâle ,rumûz yüklü kilimden
Çok sevdiğim al cânımı bârî senin olsun

Günler gecelerden kopuyor ,sense şihâbdan
Nazlım uyan aslında elem saklı şu hâbdan
Alper senin aşkınla tamâm geçti sevâbdan
Çok sevdiğim al cânımı bârî senin olsun

14 Temmuz 2013 Pazar

Gazel-bu devir..

feûlün feûlün feûlün feûlün

Açılsın gönüller erişsin güzeller
İnansın yürekler verilsin bedeller

Bulunsun gönüllerde hep sevgi nûru
Oluşsun yüreklerde âşık emeller

Zamân gayrı nâhoş geçen demdir ammâ
Bu mevsimde kıymetlidir tüm ameller

Bir insân bir altın yürektir huzûrda
Yeterdir Cenâb Hak için kalkan eller

Ki Üftâde sözler uzar söyledikçe
Ne hoş irticâlen yazılmış gazeller

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Gazel- Gece Gündüz

feilâtün feilâtün feilâtün feilâtün


Gözlerim ,derd ile seller gibi çağlar gece gündüz
Sözlerim, aşkımı ihlâs ile sağlar gece gündüz

Şeb-i vuslat bulurum derken olur mihnet-i firkat
Gamzen ok gönderip âh kalbimi dağlar gece gündüz

Düşlerimden el etek çektin usumdan gidemezdin
Zülfün aklımdaki ahvâlini bağlar gece gündüz

Bulamam sıhhat, edersen dili şâd kandırıp artık
Reh-i dermâna düşenler güler ağlar gece gündüz

Gelecek lütfunu, Üftâde sabırsızca düşünmez
Düşünürken de acır hâline zağlar gece gündüz

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Gazel-"Bir Kez Gül" redifli

Feilün mefûlâtün fâ feilün mefûlâtün fa

Benim olmayan şûh dilber bana dön lütfen bir kez gül
Hani kasden olmaz elbet ama bak sehven bir kez gül

Çok üşür eller,görmez oldu bu gözler,gelmez yazlar
Isıtırken aşk şemsin her yerimi birden bir kez gül

Bulamam râhat ammâ sanki gönül şen olmak ister
Elemin zindânından kurtuluyorken ben bir kez gül

Diyemem;sen bakmazsan kalbime"âhın,zârın bitti"
Yüreğim yanmaktayken ey güzelim şahsen bir kez gül

Sanırım hîç gelmezsin gerçeğe bârî rûyâ ol gel
Gelip Allâh aşkıylan uykuma âh şeklen bir kez gül

Bilirim aslâ gülmezsin ama artık son bir ümmîd
Seni beklerken rûhsuz bir cesede resmen bir kez gül

Gazel -j sesi ile kâfiye


mefâilün feilâtün mefâilün feilün

O kız ,ne hoş ne güzel gönderirdi kalbe mesaj
Mesaj gelince benim gönlümün içiydi baraj

Derûna hikmeti enjekte etmek istemedi
Bilir misin yüreğim mektebinin ismi kolej

Yolun sonunda bir olsun gönüller; ancak ölür!
Ölüm bulur bizi gardaş onun ki râhı viraj

Bu dilberin köyü bir başka köymüş olsun;ama
Nasıl tanıycam o dildârı herkesin şalı bej

Çiçek gibiydi ;güzellik onunla çıktı göğe
Sürekli gördün a Alper lebinde kırmızı ruj

MUHAMMES-2

berâet kandilimiz kutlu olsun... ..

Tövbeler etmek için kapına geldik ya Rabbi
Beraat dileriz elbet hatalıyız amma ki
El açıyoruz sana biliriz ismindir Semi
Dilde zikrimiz kalpte virdimiz budur vallahi:
"İlahi ente maksudi ve rızake matlubi"

Buyurdun "Yok mu bana el açan kabul edeyim"
Bağışlanma için semana bakarız mülayim
Affeden isminle mü'minleri affet ya Rahim
Dilde zikrimiz kalpte virdimiz budur vallahi:
"İlahi ente maksudi ve rızake matlubi"

Bu gece Şaban ayının on beşinci gecesi
Duaları gören mel'un şeytanın işkencesi
Müslümanların rıza kazandığı eğlencesi
Dilde zikrimiz kalpte virdimiz budur vallahi:
"İlahi ente maksudi ve rızake matlubi"

Bu mübarek geceleri bizler ihya ederiz
Dilek katresini bir olup bir derya ederiz
Dualarla burayı bir güzel dünya ederiz
Dilde zikrimiz kalpte virdimiz budur vallahi:
"İlahi ente maksudi ve rızake matlubi"

Allahım kutlu gecede nefsimizi mahv eyle
Günahkar biçare Alper kulunu da afv eyle
Cennetin köşklerini biz mü'minlere ev eyle
Dilde zikrimiz kalpte virdimiz budur vallahi:
"İlahi ente maksudi ve rızake matlubi"

Gazel- Gider miydim ?

Feilâtün mefâîlün feilâtün mefâîlün

Bir işâret vereydin sen bize âşnâ gider miydim ?
Gülüşün rast gelip dîdârıma hâşâ gider miydim ?

O zamân sanmıyordum ben;değişim evrimin gelcek
Bunu duydum da şaştım âh lebi hamrâ gider miydim ?

Bana bildirsen olmaz mıydı edâ,işve,nâz ile
Yüreğim sende hapsolmuştu be zîbâ gider miydim ?

Yakın olmaktan imtinâ eden oldun sen ey dildâr
Bırakıp Niğde şehrinden seni tenhâ gider miydim ?

Yakışır gayrı ey Alper sana, etmek güzel duâ
Yaşa sağlıkla ammâ zümrüd-ü ankâ gider miydim ?

tenha=tek başına

BEYİT-2

...
Benimki olmayacak duaya Amin imiş

Rubai-6

Devir değişti,şimdi dilberân erkeğin boyuna bakar
Saçına bakar,donuna bakar ve bir de kûyuna bakar
Eskide kalmış o derûnuna bakmalar,havfım budur ki
Şimdikiler,oğlanların ne soyuna ne huyuna bakar

don=kıyafet,giysi

BEYİT

Bir rûyâ gördüm ki ta'biri yok
Vahayf dünyâda muabbiri yok

Rubai-5

Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün
Sorarsan âhiret yurdunda vercek bir cevâbım yok
Çok olmuştur günâhım fazla zâten, bir sevâbım yok
Fakat ben asla yanlışlık yapıp yüz sürmedim zevke
Budur beklenti yâ Rab senden olsun bir hicâbım yok


hicab=utanç anlamında kullandım

zevk.=. ey cân bu zevk kelimesi ile 7-8 farklı konuya işâret ettim.

SONE-3

mefâîlün mefâîlün mefâîlün

Bahârım lütfen artık gel n'olursun âh
Sevinç rüzgârı essin gayrı bağrımdan
Yetişmezsen ölüm sarkar duvârımdan
Sen olmazsan ne kıymetsiz şu renksiz mâh

Dilekler reddedilmiş,gelmiyor işte
Fakat bir sen gelirsen belki dert bitcek
Vefâsız yâre dünyâ kalmıyor işte
Benim aşkım benim sevgim ki hep sürcek

Bu günden sonra sevdalar yeşermez ki
Çiçekler açmamış zâten bakıp gördüm
Bahârım sen ne ân gelcen suâl sordum

Beden ölmüş vücut solmuş nasıl gayri?
Nasıl bekler ? Senin nurlandıran nûru
Melek evvelden öttürmüş siyâh sûru

10 Haziran 2013 Pazartesi

DER BEYÂN-I Mİ'RÂC-I HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFÂ (s.a.s)

TERZA-RİMA

müstefilün müstefilün müstefilün

Gelmişti Cebrâil o dostun nûruna
Çıksın da kalbin olsun ap ak yâ resûl
İsrâ zamânın işte düş kudsî yola

Arzûların olmuştu ordan hep kabûl
Bir at ; Buraktır ismi ammâ öyle ki
Zâten hızıymış aşkı,rüzgâr ! sen vurul

Peygamberim müthiş alâkaylan bizi;
Candan savundun, gayrı mihnet duymayız
Âlem senin varlık şem’inlen ey dedi:

"Mîrim resûlüm sensiz aydınlanmayız"



*sahih-i buhârî'deki o meşhûr hadîsi kaynak göstererek yazdım...

30 Mayıs 2013 Perşembe

MÜSTEZAD

mefulü mefailü mefailü feulün /mefulü feulün

Ben sende bulurdum gözümün nûrunu cânım
                                                   Ölmez bu figânım

Ey gönlümü delmiş temiz ırmak hele bir bak
                                                    Resmimde bir od yak

Toprak çağırır gayrı benim cismimi cânım
                                                    Ey sevgili hânım

Ülkemde yaşardın şu zamânlarda güzelce
                                                 Nârin ve özelce

Lâkin uzak olmaktı murâdın senin eyvâh
                                                Ez cümle bu âh  âh


bu şiir Türk Edebiyatında tek..  sebebini de özelliğini de bana sor

Rubâi-4


Ne hayaller gördüm çöpe giden
Ne aşıklar gördüm ipe giden
Dünya hayatı bu şaşırma sen
Ne öküzler gördüm tıpa giden

Duygular

Gönül güneşli bir günün sıcak sabahında
Uyanınca hatırlar o karanlık geceyi
Akla gelir şeytan bir meleğin kanadında
“O söz” hatırlanır yiyince yasak meyveyi

Kötü gelince iyilik hakkıyla bilinir
Keder olmasaydı neşe güneşi çıkmazdı
Alın yazısı bu kaderden nasıl silinir
Ayrılık olmasa anneler yanak sıkmazdı

Kavrulduğu zaman anlar suyun kıymetini
Yarık yarık bir hale bürünmüş halsiz toprak
Refahı bulan bilir çektiği mihnetini
Her güz geldiğinde özlüyor baharı yaprak


Düşünceler

İnsan kendi iç dünyasına döner hep
“Dertleri kederleri sen içine tep”

Aşk yakma niyetiyle o genci seçer
“Üzülme! Birazcık zaman sonra geçer”

Mutlu görünmek için yüzün kasılsın
“Evet iyiyim ben sağ ol sen nasılsın”

İnsan mutluluğun tarifini arar
“Sen çikolata elma ye onlar yarar”

Umut onu uzak diyara götürür
“Çok düşünen insan aklını yitirir”

Hayaller baktığımız dipsiz bir kuyu
“Böyle şeylere takılma yat da uyu”

Arzular bizi heveslendiren çiçek
“Sokak ortasında gezilmez böyle tek”

Hayat, kaygı da öğüten bir değirmen
“Kafayı yorunca kırışıyor bu ten”

Her bir zaman zikredilmelidir Allah
“Ne namazı ? Daha olmadı ki sabah”

24 Mayıs 2013 Cuma

Gönül Işığı




Mefulü failatü mefaîlü failün


Ey kalbimin sevimli , küçük nuru parlasan
Dünyayı baştan aşağı gezsen de turlasan

Bir yer bulup da orda o dildara söylesen
“sen sevmemiştin ama o çok seviyor” desen

En hür fikirlerinle o şuh gönle bahsedip
“Alper seninle aşkı yazıp sildi ağlayıp”

Aşk aleminde sen de bir an duyma endişe
Aşktan uzak gönüllere ver aşkı bir pare

Nefretle yüklü insana yaklaş güzelce ki
Yok et o fikri tersine çevir dilden zikri

Kef harfi rehberin sana rahında zorluğun
Sen durma hiç sırası değil ki yorgunluğun

Aşk bahçesinde ortaya bir od atıp çekil
Birden ki yanma olmalı, ateş katıp çekil

Ey gönlümün parıltılı aşk nuru ,anladın
Aşk maceranda sen nice kalbi de dağladın

Kalpten çıkan bu nuru görüp siz bulursunuz
Her aşığın içine akan nur olursunuz

Hep bir ışık değil mi ki bizler aydınlatan
Alperdi hem güneş ışığını da ağlatan

şubat 2013 tarihlidir

SONE-1


İnsan kalbine kulak vermelidir her zaman
Kalplerimizin sesi değil midir aşk sesi
Ruhları bir diyardan bir diyara çağıran
İnsan içinde hisseder bu sıcak nefesi

Mavi gök,mavi deniz,sarı kum,sarı güneş
Renkler bile çift yaratılmış işte aşka bak
Akan nehir dahi oluyor bir denize eş
Aşkın tacını da şu açacak çiçeğe tak

O kutlu Mecnûnu da aşk ateşi sarmıştı
Bedeni yandı kül oldu ama kalbi hariç
Aşka teslim oldu aklına yenilmedi hiç

Aşkı için Ferhad nice dağları yarmıştı
Eritti dağları aşkın sıcak dokunuşu
Unutulur mu ki Nesimi’nin soyuluşu



bu şiir şubat 2013 târihinde yazıldı

19 Mayıs 2013 Pazar

SEBEB

Hürmetine yaratıldı bu dünya,
Alemlere rahmet,ismi Muhammed.
Onunla hakimiyet kurdu takva,
Cehâleti ışığıyla etti red.

Kâinatın beklediği güneşti,
Beşeriyete en tepeden doğdu.
Kötülükleri yakan bir ateşti,
Zulmün ruhunu dumanıyla boğdu.

Geldik kapına yüzlerimiz kara,
Bizlere o geniş kucağını aç.
Sensiz tedavi edilmez bu yara,
Rahmet pınarından bir damlacık saç.




bu şi'r 23 nisan 2013 târihinde yazıldı...

Gazel -ağla gönlüm..

fâilâtün fâilâtün fâilün

Ağla gönlüm tutma gözyaşlarını
Yas günündür çat hilâl kaşlarını

"Bir zamân güldün,yeter artık" dedi
 Söyle, yediğin zehir aşlarını

Vakti gelmişken de anlat câhile
Aşk için ,vermeliler başlarını

Her üzüntüm  iç sedâmın yankısı
Salma yâ Rab ıztırâb kuşlarını

Gam,keder,hasret benim tek yoldaşım
Almayın benden elem taşlarını


*bu gazelde mahlas kullanmadım. bu ölçüde gazel yazmak yani 11'li failatün ile.. iğne ile kuyu kazmaktan daha zor.




11 Mayıs 2013 Cumartesi

Özür Dilerim redifli gazel

mefulü fâilâtün mefâilün feilün

Benim yanakları ahmerim ,özür dilerim
Şâhım,biriciğim,dilberim ,özür dilerim

Ben hiç sana fenâlık yapar mıyım güzelim
Aşkın yolunda ol rehberim ,özür dilerim

Hâlâ mı geçmedi öfke nevbetin bana âh
Çok sevdiğim benim ahterim ,özür dilerim

Sessizliğin ne anlam ifâde etmededir
Dön eski hâle misk-anberim ,özür dilerim

Artık bizim mekândan çıkan gam âteşidir
Bir âşık-ı garîb Alperim özür dilerim


6 Mayıs 2013 Pazartesi

alper

"...aşkıyla yazdı hâme
Gözyaşı ile yoğruldu çâme"


Bir ateş ki bu gönüllere yakılır
Tarifsiz bir aşka mübteladır alper
Kötü sözlerle her bir yere çakılır
Aşk ağacından düşen meyvadır alper

Modern zamanların uslanmaz Mecnunu
İllet-i sevdanın en büyük memnunu
Güzeller şahı  ... meftunu
Taşlanmış bir aşık-ı şeydadır alper

Hareketleri ile dillere düşer
Hastalanır,buz gibi kollara düşer
Aşkı,aklını yener yollara düşer
Güzergah-ı aşka aşinadır alper

Her zaman o bed sözlerle yaralanır
Bühtan boyasıyla alnı karalanır
Gün gelir aşk düşmanlarına paralanır
Aşkın savaşında bi-pervadır alper

Der ki vuslata erdim,yine yanılır
Kahkaha bahrinde yüzüyor sanılır
Cefayı bilmez şair diye anılır
Gam deryası içinde deryadır alper

Kerem et benim canım sultanım...
Dönüp güzel yüzüne çekme kara tül
Suskunluğunla yakıp etme beni kül
Senin yolunda Şeyh-i San'adır alper


isimde sansür gerekmiş :)))

28 Nisan 2013 Pazar

Emin'in Vilâdetine Târih / Doğum Günü için Şiir


Kıt'a-i Kebire

O gün Van'a bir yıldız doğmuş
İlk etkisi sadece yelmiş

Van semâsına büyük ışık
O yıldız gibi bebek vermiş

Nisan rahmetini artırıp
Dostluğun incisini delmiş

Van deryâsının o dalgıcı
İncisini ikiye bölmüş

Bu iyilik incilerini
Garb ve şark denizine salmış

O iyilikler hükümdarı
Nûrunu,Yaratandan almış

Kıdvedir, "kıdve"yi çıkartıp
"Mehmed Emin Çiçek hoş gelmiş"

hicri 1410 ... 1525-115=1410 şu an uykulu olduğumdan arap harfli yazıyı yazamayacağım.. sonra eklerim :)

20 Nisan 2013 Cumartesi

BAY KOCA vefâtına dair / Bay Koca mersiyyesi 2 -AĞIT-SONE-2

SONE
Değmeye kıyamadığım o alev kızılı tüyler
Bilmem ki nasıl parçalanıp da yerlere savrulmuş
Zemine dökülmüş kanlar,ancak hengâmeyi söyler
Kan ateşinden o gece ,gökte ay bile kavrulmuş

Bir gözü kapalı olmasaydı görürdü o kilab
Düşman bir değil ki büsbütün kuduz it sürüsü bu
Cân verirken toprağa düşmüş kıpkırmızı bir habâb
Bay Koca'nın giryesinden gözlere girmemiş uyku

Onun sesini duymayan bahâr buralara gelmez
Saldırmışlar o dostuma dedem dışarıda yokken
Yakalamışlar o savaşcıyı uykuda ve tekken

Hayvanlar âlemi o olmayınca yalnız, çaresiz
Kanlı tüylerini orda , usul usul yıkasın âb
Toprak yapmadan evvel onu son kez seveyim yâ Rab

Bay Koca 4 Kasım 2010'da vefât eden 4 yaşını geride bırakmış olan çok sevdiğim bir horozumdur..birçok yavrusu da olmuştur..Yazıktır ki şu ânda tek biri bile elimde değil...


bir horoza en güzel şiir.. horoz şiiri 

6 Nisan 2013 Cumartesi

BİRİ VAR

Evreni yaratan
Yaprağı sarartan
Gündüzü karartan
Biri var

Güneşi doğuran
Gökleri yoğuran
Yıldızı savuran
Biri var

Akıtan kevseri
Gönderen serveri
Besleyen kişveri
Biri var

Sevgiyi öğreten
Allahı belleten
Ümmeti gözeten
Biri var

Pisliği götüren
Rahmeti getiren
Dertleri bitiren
Biri var

Sevdiren insanı
Anlatan Rahmânı
Dindiren figânı
Biri var

Ağlatan ademi
Tutturan kalemi
Yıktıran muhkemi
Biri var

Yediren helvayı
Unutan âşnâyı
Acıtan yüsrâyı
Biri var

Tersleyen nigâhı
Aklatan siyâhı
Gönüller pâdşâhı
Biri var

Affeden şikârı
Kaldıran gubârı
Verdiren karârı
Biri var

Döktüren ebyâtı
Resmeden hayâtı
Yaptıran isbâtı
Biri var

Öğrenen inkârı
Süsleyen gülzârı
Koklayan rüzgârı
Biri var

Bıktıran hicrânı
Yıldıran insânı
Okutan Kur'ânı
Biri var

Olduran dîvânı
Bahşeden ihsânı
Sildiren unvânı
Biri var

Bezeyen seheri
Ağlatan defteri
Yazdırtan Alperi
Biri var


bu tarz şiirler eskilerin defterinde mevcud..ben yeni bir tarz izledim ve 6+3 hece yaptım..  bu şiir 6'lı hece vezni sayılmalıdır

Tarz-ı selefe tekaddüm ettim
Bir başka lugat tekellüm ettim




29 Mart 2013 Cuma

Deniz'in Vilâdetine Târih

Sönmeyen iyilik âteşisin
İhsânın saçılır her deryâya

Senin yanında olana yok gam
Nâmın gider en uzak sahrâya

Kötü gözlerden her zamân sakın
Düşme asla nazar-ı belâya

Sıkıntıya düşünce unutma
Elini aç ve yalvar Mevlâya

İyi ki doğdun iyi ki varsın
Adın bâkidir düşmesin lâya

Çıkarıp "sad" sözünü dedim ki
"Deniz Yalçın hoş gelmiş dünyâya"

دڭز ىالچىن  خوش كلمش دنىاىا



kıt'a-i kebire .. tarih düşürme sanatı... Tâmiyeli Târih

11 Mart 2013 Pazartesi

Gökhan'ın Viladetine Târih / *Milâdi Takvime Göre

Kıt'a-i kebire

Bezm-i elestte başladı dostluğumuz
O zaman fark eylemiş bunu tüm ruhlar

Ahbaplık şarabından tattık dünyâda
Bu şarab kadar sarhoş etmez sabuhlar

Dünyâ hayâtında binbir derd bulunur
Dermandır Gökhan'ın yaptığı fütuhlar

Dostluk âbidesi hâlis dostum Gökhan
Doğumunu kutlasın Ademler, Nuhlar
(طٯغٯمىنى  قطﻻصىن  آدملر نوحلر)

fütuh=yardım

Tarih düşürme sanatı .. ebced hesabıyla şiir

6 Şubat 2013 Çarşamba

Vezn-i Aher


Hey Yâsemin gel/kalbimde yer al/gönlümde hep sen/ah sen de bilsen
Kalbimde yer al/gönlümde hep sen/ah sen de bilsen/Allâh büyüktür
Gönlümde hep sen/ah sen de bilsen/Allâh büyüktür/lutfeyle dilber
Ah sen de bilsen/Allâh büyüktür/lutfeyle dilber/azmeyle Alper
müstefilatün müstefilatün müstefilatün müstefilatün

3 Şubat 2013 Pazar

Betül'ün Viladetine TARİH

Kıt'a-i Kebire

.....

bu şiiri dîvân basılınca okuycakmışsınız  :)

28 Ocak 2013 Pazartesi

Komik Hiciv



Bir mağazayı ve orada çalışanları tenkid ettiğim bu şiir sakıncalı olabileceğinden dolayı buraya maal esef yazılamıyor..merak buyuran olursa onlara okuturum.. argo yok küfür yok ,gülümseten tatlı bir hiciv.. sanatsız ayrıca.. 13'lü hece vezni ile yazılmıştır..miskin,keskin,küskün ve suskun kelimeleri ile kafiye yaptım.. 3 aded dörtlükten müteşekkildir..

1 Ocak 2013 Salı

Elmas'ın Veladetine TARİH

Kıt'a-yı Kebire


Elmas ressam-ı azam bir ehl-i dil
Son mevsimde gökten düşmüş dünyaya

Doğmuş hem ne doğum takvim başlatmış
Nuru renk vermiş o mavi deryaya

Küçükken mekan edinmiş orayı
"Senelerdir nur verir Kütahyaya"

"nur" kelimesi hesaba dahil edilmiycek.. son satırdaki "nur"