12 Aralık 2012 Çarşamba

MUAŞŞER

                                            Bu nazmım sevip de kavuşamayana gelsin
                                            Derd-i aşktan kaçıp savuşamayana gelsin

divan basılınca okunacak sansür gerekmiş..

23 Kasım 2012 Cuma

Mersiye-yi Mürüvvet Nene-2 / "ağlasın"

Seni bizlerden alıkoyan şu kader ağlasın
Nurunla beslenemeyen vakt-i seher ağlasın

Vaktinde güldürdün gözünden yaş akanları sen
Ansızın gittin ya cümle gülen dilber ağlasın

Hüznümüz göklere çıktı nar-ı hicran da bıktı
Hep kederlendikçe biz en büyük keder ağlasın

Namazını kılmak da varmış gözüm yaşı ile
Namazda tabutunu sırtlayan mermer ağlasın

Geçse de üç sene bu büyük acımız dinmiyor
Hasret-i hicran nedir bilmeyen makber ağlasın

Bir güz zamanı toprağa verildi de hanımı
Kolu kanadı kırılan dedem ömer ağlasın

Mekanı cennet olsun kabri de çiçekle dolsun
Kabrini göz yaşları ile örten Alper ağlasın


Eyüp Tugay'a TARİH

Geldin dünyaya bir ışık huzmesiyle sanki sen
Her an ki ışığınla aydınlanır parlarım ben
Küçük yaşta cehalete giydirmişsin ya kefen
İşte hala senin kudretini çözemiyor fen
Meziyetlerini nasıl anlatsın ya bu beden

Yüce dostum hem şair doğum günün kutlu olsun
Temennim o ki Tugay senelerce mutlu olsun

Yepyeni bu yaşın sana layık şi'rler getirsin
Her ne sıkıntın varsa alsın tamamen götürsün
Eserlerine laf atanları bir bir batırsın
Sana düşman varsa ebedi uykuya yatırsın
Yeni yaşın da sussun seni dinleyip otursun

Tanıştık bir nisan ortası kim çok güzel işte
Dosluğumdan özge bir endişe yok güzel işte

"E Tugay parladı idi dünyamıza"

tırnak içi Eyüp'ün doğum tarihini veriyor.. bu şiirde hem aruz hem heca vezni vardır.. kendimin denediği bir nazım şeklidir.. 2. beyt yani 4.bend aruz ihtiva ediyor.:)

18 Kasım 2012 Pazar

BAY KOCA /vefatına dair /4 kasım 2010

Kilab saldırısına karşı verdi güzel bir cevab
Savaşarak öldü bizlere duyurmadı hiç hicab

'Üzgün' haliyle yazıyor 'Alper' de bir 'mühim' tarih
'Göçtü Bay Koca'm bile bu yalan dunyadan ey sefih'

tarih düşürme san'atı..

bir yerde Türkiye Türkçesi esas alınarak yapılmıştır.. tırnak içine alınan kelimelerin sayısal değerlerinin toplamı sevgili horozum BAY KOCA'nın vefat tarihini vermektedir..ilk sistemli tarih düşürmem de bu şekilde olmuştur.:) bile kelimesini bilerek yazdım çünki birçok hastalık ve tehdide karşı mukavemet gösteren horozum çok uzun yaşadı diyebilirim..diğer horozlara nazaran..

RUBAİ-3

Ulan itin oğlu sen kimsin be nesin ?
Fevkalade itliğinle divanesin
Ulan it sen kim beni öldürmek kim be ?
Kaldıkça ismin itlikte efsanesin

4 Kasım 2012 Pazar

"olsun" Redifli Şiir (Doğum Günü Şiiri)

Eşairden ehas dosta selam olsun
Benim sözler bir değişik kelam olsun

Benim sana tuhfem bir tatlı sib olsun
Bugün değil de haftaya nasib olsun

Alper'in nazmı parlasın mehveş gibi
"Doğdu Ali İhsan Can bir güneş gibi"

mehveş=güzel  2.anlamı yani kelimenin

3 Kasım 2012 Cumartesi

"Yasemin" Redifli Gazel

Sevgi harcat sen ki mevsim-i hazansın yasemin
Gönle ateş serp, ki ateş-i suzansın yasemin

Akla geldin miydi aklım alanım dilruba sen
Göklerin imrendiği bir füruzansın yasemin

Sevmeyen kaç kez kaçar bir bilse aşıklar ne hoş
Bilmiyorlar işte hayf bir gürizansın yasemin

Sende buldum aşka derman bir maden cevherini
Amma sen kendin, gayet ilginç lerzansın yasemin

Nazma reng kat bir "ye" harfiylen de gazel olsun ah
Hâmeyim söyler bulundum ,sen evzansın yasemin

İzzetinden titriyor beyt etmeyem itnab evet
İttisaf etsem de ben derim ahzansın yasemin

Kasvetin yetsin,senin derdin de Alper ,kâm nedir
Kâma hâcet var mı onsuz, sen nazansın yasemin


failatün failatün failatün failün

30 Ekim 2012 Salı

Rubai-i Musarra / Terane

Getirin kilki, nazım söyleyelim
Bırakın dilberi ,biz oynayalım
Sevenin meclisidir ,boylayalım
Sakının, kızları hiç baymayalım


feilatün feilatün feilün


klasik rindane bir terane olması için yazıldı..

13 Ekim 2012 Cumartesi

TAŞLAMA


            KAVUN HIRSIZI

Sen kavun hırsızı niçin intihale düştün
Zehir olsun sana bostanımda yediklerin
Eserlerimi çaldın bir garib hale düştün
Ahrette hesap sorsun arkamdan dediklerin

Nasıl kopardın da onları kökünden söktün
Temmuz ayında sen yapmıştın kötü bir yağma
Yoksa o pis nefretini bostana mı döktün
Ruhunu teslim et kendi tabutuna sığma

Nasıl yetiştirdim onları düşündün mü sen
Çalıp çırpmayı ibadet sayarsın ne garib
İnsanca isteseydin kavun vermez miydim ben
Neylesin senin bu haline en iyi tabib

Bilmez misin yaptığın hırsızlık ne ayıp suç
Sanmayasın ki bu hırsızlık yanına kalır
Benden et isteseydin de ben kesmez miydim koç
Yediğin kavunlar yakında burnundan gelir

Allah ıslah etsin sen gibi hoyrat elleri
Bu seneden sonra ki hayallerin sekecek
Kırılsın kavunuma değen memat elleri
Müteakib sene Alper nah kavun ekecek





çapraz kafiye örgüsü ile daha önce bir taşlama okumuş muydunuz ? .:) ilk bend ve son bend kelime şeklinde redif içeriyor..:)

29 Eylül 2012 Cumartesi

KASîDE

Konuş ey hame bura ne acaib devrandır
Yiğit ölür it kalır hep, bu dünya yalandır

Açmasa da tek bir gül, bağçesinde yarinin
Çeşm-i aşığın gördüğü me'va gülistandır

Yare vasıl olacakken memata düşersin
Ölüm emirdir ama muhzin olan hicrandır

Aşikan ölür mü hiç nerede görülmüş bu
Onların sadece sözleri ab-ı hayvandır

Hayvanveş yaşayan anlar mı hiç yanan kalpten
On sekiz bin alemin içinde onlar fandır

Makam atla çık alem-i melekuttan üste
Eriş sen aşka, aşkın hallakı da Mennan'dır

Yaşa aşkın da aşkını yetiş zevkine sen
Sana örnek bir aşk değil mi "Can u Canan"dır

Alem içersinde kendine bir muhib edin
Ol Gümüşhanevi mahbub ülkesine bandır

Sühanı muhtasar eylemek icab ediyor
Çün ömrümüz her saniye geçen bir zamandır

Alper artık dostun ism-i şerifini zikret
Dostun dostunun ismi ki Ali İhsan Can'dır







28 Ağustos 2012 Salı

ŞEHRENGİZ

                                          Konya Ereğli Şehrengizi


                                                     Şehr-engiz-i Ereğli

Ezelde halk edilmiş ki bu dünya
Ne güzel yaratmış Hazret-i Mevla

Dünya ki içinde her şey fazla var
Biçare kullara dünya bile dar

Dünya dedikleri bir sahte mekan
İflah olmaz ona derinden bakan

Nice huban bulunur bu dünyada
Binbir çeşit balık vardır deryada

Menfii şeyler olsa da dünyada
Güzel şeyler var tabi bu me'vada

Dünya içinde Türkistan bulunur
Memleket içre gülistan bulunur

Türkistan ülkesi sanki bir cennet
Hüda eylemiş o ülkeye himmet

Dünyada varsa da nice memleket
Türkistandır gerçek yüce memleket

Türkistan yurtların şahıdır elbet
Hainler sevmez ederler hıyanet

Bin sene geçti Türk yurdu olalı
Çok olmuş kafir haddini bulalı

Firenkler art niyet besler vatana
Rab rahm etsin vatan için yatana

Türk yurdunda nice güzel şehir var
Onlarca ki berrak akan nehir var

Ama şehirlerin şahı Konya'dır
Sanmayın siz ki Konya'yı Hanya'dır

Konya şehri zaten ilmin merkezi
İrşad etti senelerce herkezi

Selçuk devletinde payitaht idi
Alaaddin ben Konyalıyım dedi

Konya ki gülistandır,lalezardır
Halkı da hep iyidir,vefakardır

Mevlana burda kurdu otağını
Sof giydi bıraktı o yatağını

Tebriz'den geldi güneş gibi doğdu
Karanlığı her saniye o boğdu

Celaleddin sayesinde erişti
Ama Şems Konya'dan tezce savuştu

Şems ışığını Mevlana'ya verdi
Mevlana zaten büyük aşık derdi

Gez ki ey insan dünyayı demişler
Gör insanoğlu Konya'yı demişler

Güzel söylemişler işte vesselam
Konya'da derler hep aleykümselam

Her tür yemiş bulunur bu şehirde
Ne şi'r var ama Divan-ı Kebirde

Güzel güzel bağçeleri var şehrin
Gösterişli çeşmeleri var şehrin

İlim yuvası oldu burası hep
Sen gel değer buna onca yolu tep

Her sokakta bulunur çokça huban
Buralar çemendir yok hiç beyaban

Sema burada bir özge güzeldir
Hubların sözleri de pek özeldir

Ereğli'dir en harika ilçesi
Elbet zaten en barika ilçesi

Ereğli ki yemyeşil güzel şehir
İnsanı da hayvanı da pek tahir

Ereğlinin temiz abı yah gibi
Hubların didarı da mah gibi

Suyun çıktığı köyün ismi İvriz
Ki oranın hubanı da şekerriz

Tabiatın parıltısıdır İvriz
Bulunur orada fındık ve ceviz

Kışın soğuk yazınsa olur serin
İvriz'in din adamları pek derin

Tarihten kalma bir köprüsü var ki
O köprü de pek geniş değil dar ki

Analar köprü başında dut satar
Dut ki insanın canına can katar

Ereğli'de yetişir iyi buğday
Buğdaya arpaya da can veren Hayy

Ereğlinin beyaz kirazı meşhur
Yeşil yaratmış burayı da Gafur

Elması kirazı havucu makbul
Güzellerinin vücudu da tombul

Pınarları köprüleri ne de hoş
Ereğli sevmezin de kafası boş

Ak kiraz ünü cihana yayıldı
Fidanları da her yana dağıldı

Ki fındık kadar iridir kirazı
Meyvelerin de kurtludur birazı

Etiler yapmış ilk tarım anıtı
Toroslara tırman bırak taşıtı

Şehzade Mustafa şehid olmuştu
Ereğli halkı gözü yaş dolmuştu

Nice şehid yatanlar var burada
Mürşidana müridan yar burada

At çiftliklerinin adeti fazla
Avcılar savaşır burada kazla

Eti kaleler görülmeğe değer
Mutludur insanları çekmez keder

Mimar Sinan bir kervansaray yapmış
Frigler de burada eşeğe tapmış

Karamanlı ulu bir cami dikmiş
O devranda bu cami burda tekmiş

Senelerden beri kılınır namaz
Camiye gelen küçükler pek haylaz

Camii önünde hep vardır geda
Yalvaran tonda duyulur o seda

Cami yanında çok eski bir hamam
Yıkananlar bulur yeni bir yaşam

Çarşısı da geniş pek bir havadar
Dükkanları asla değildir ki dar

Hem türbeleri var meyveleri var
Yaşlı mı yaşlıdır nineleri var

Akhüyük şifa dağıtır suyu ile
Hublar bilinirler hep huyu ile

Evliya dede övmüş şehrimizi
Dilberler süslerler hep dehrimizi

Evliya Çelebi su şehri demiş
Evliya da ekmeğimizi yemiş

Hasılı Ereğli bir özge cennet
Alper'in diline olsun afiyet



klasik rind meşreb uslüpta yazıldı.. nazire tarzıdır sanat kaygusu düşünülerek yazılmadı..

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Vezn-i Ahar (Vezn-i Aher)

Divane oldum/verd gibi soldum/acıyla doldum/aşkınla dilber
Verd gibi soldum/acıyla doldum/aşkınla dilber/dolmuştu keder
Acıyla doldum/aşkınla dilber/dolmuştu keder/hadlerin ahmer
Aşkınla dilber/dolmuştu keder/hadlerin ahmer/ismimdir Alper


alın size işte Vezn-i Aher örneği..ben yazarsam çok da güzel olur.:)

22 Temmuz 2012 Pazar

Suç Muydu ?

Deli gönlüm senin sevginle kanmadı mı
Bedenim od olup aşkına yanmadı mı
Kalbim her saniye ismini anmadı mı
Ah be zalim duhter seni sevmek suç muydu

Bedenimi,tenimi kendine bağladın
Biliyorum sen de hep içinden ağladın
Sözlerinle her dem ciğerimi dağladın
Ah be zalim dilber seni övmek suç muydu

RUBAİ-2

Bana laf atıyorsun atmasına ama
Zor bela polis olmuşsun da halin dana
Hayduta karşı elin bağlı,tenin şişman
Hırsıza gelince de olursun sen âmâ

25 Haziran 2012 Pazartesi

MUHAMMES

Vakit gelir ki gökyüzünü bir sehab alır
Orada boğulmuş biçare afitab kalır
Dünya ve mafiha bu yüzdendir harab olur
Gül gider bülbül gider ten gider beden gider
Can gider canan gider yar gider yaran gider

Biçare andelib gülşende ah u zar eder
Sesi duyanın ciğerini tar u mar eder
O nasıl güldür ki dikenini izmar eder
Gül gider bülbül gider ten gider beden gider
Can gider canan gider yar gider yaran gider

Ab-ı hayat sandığımız içki zehrab imiş
Gördüğümüz bütün güzellikler serab imiş
Zannettik ki biz her yediğimiz kebab imiş
Gül gider bülbül gider ten gider beden gider
Can gider canan gider yar gider yaran gider

Yar bizi bıraktı gitti ağyara sarıldı
Bülbül gülü unuttu gitti hara sarıldı
Cümle ehl-i müslim vardı küffara sarıldı
Gül gider bülbül gider ten gider beden gider
Can gider canan gider yar gider yaran gider

Sona yaklaşırız can da bedenden ayrılır
Ve gün gelir Alper'in de namazı kılınır
Ten ölür gider en sonunda da türab olur
Gül gider bülbül gider ten gider beden gider
Can gider canan gider yar gider yaran gider

Bu muhammes örneğini 14'lü hece vezni ile yazdım.. hikayesi şu: saçımda bir adet beyaz telin varlığını gördüm.. ve ağzımdan bu satırlar çıktı..:) yazdığım ilk MUHAMMES budur.. o sözkonusu beyaz teli kopardım ve saklıyorum şu an.. :) tabi sadece saç telinin beyazlığı değil muhtelif sıkıntı ve üzüntülerin vermiş olduğu moral bozukluğu da bunu yazmam da etkli oldu.. "Layık Mıdır ?" başlıklı şiirin yazılma gayesi ile bu şiir paralellik gösterir.. ortak bir sıkıntıdan doğan üzüntüyü ifade etme amacı gütmüştür iki şiir de

10 Haziran 2012 Pazar

Lâyık mıdır ?

Ahh sene olmuştu ki iki bin on
Temmuz ayında başlamıştı bu son
Ey uğursuz baykuş başka dala kon
Lâyık mıdır ? Vallahi de değildir

Bizde ne neşe kaldı ne de sevinç
Benim bir derdim var ki tümden gülünç
Ey tabibler edin bu illeti linç
Lâyık mıdır? Billahi de değildir

Ne alpliğim kaldı ne de bir erlik
Alper miyim bilmem ki bu seferlik
Yakında sahipsizdir benim terlik
Lâyık mıdır? Tallahi de değildir

17 Mayıs 2012 Perşembe

YA RESULULLAH

Kalplere şifa dertlere deva
Sen olursun sen Ya Resulullah
Sende görülmedi hiç masiva
Sultanımsın sen Ya Resulullah

On sekiz bin alemin sultanı
Canların ki yegane cananı
Şeytanın tek korkusu,figanı
Sen olursun sen Ya Resulullah

Sen verirsin en büyük fetvayı
Büyülersin katreyi,deryayı
Seni gören bırakır dünyayı
Aşığız sana Ya Resulullah

Göster bize batını,zahiri
Sonsuz nurun biricik mahiri
Dervişlerin evveli, ahiri
Hep sen olursun Ya Resulullah

Yüce ismindir senin Muhammed
Söylenir bizim dillerde Ahmed
İsmini zikreder şab-ı emred
Sönmez ziyasın Ya Resulullah

Kainat oldu seninle ayan
Feyizinle gark oldu asuman
Hata işleyip etsek de isyan
Ümmetiniz biz Ya Resulullah

Sevgin ki bize söyletir şiir
Dünya burası herkes misafir
Yaşamış en büyük Hazret-i Pir
Sensin sen hep sen Ya Resulullah

Tüm güzelliklerin sen baştacı
Ehl-i aşk hissetmez ki bir acı
Sendedir tüm dertlerin ilacı
Şefaat et, sen Ya Resulullah

Alper kuluna da kıl bir kerem
Zaten onun hali de pek mübhem
Derler ki sana Resul-i Ekrem
Sallallahu aleyhi ve sellem


8 Mayıs 2012 Salı

GÖBEKLİ

Bana gözlüklü diyen göbekli
Ben sana göbekli mi demiştim
Daha dünden nikahlanmış evli
Ben sana göbekli mi demiştim

Cüssesi davul saçı kepekli
Hoyrat olduğu ki dünden belli
Nadanlıktan olmamış emekli
Ben sana göbekli mi demiştim

Yarın çocuğun olacak ,adam
Gözü bozulur ise hiç şaşmam
Senin günahın paklamaz hamam
Ben sana göbekli mi demiştim

Sana icazet veren okuldan
Seni görüp selam veren kuldan
Hayr beklenmez sırtındaki çuldan
Ben sana göbekli mi demiştim

İn cin senin göbeğine güler
Seni çok uzaktan gören sezer
Her gün ayağıyla böcek ezer
Ben sana göbekli mi demiştim

Okula gelirken hep gecikir
O dağlarda barınsa yeridir
Göbeği masa sıra devirir
Ben sana göbekli mi demiştim

Söyle Alper saklama sözünü
Felek bozsun onun da gözünü
Yamultsunlar ağzını yüzünü
Ben sana göbekli mi demiştim


    İşbu şiir bir hiciv mahiyetinde olup "gözlüklü buraya gel" diye beni yanına çağıran hoca için yazılmıştır. Hocanın iyi niyetine inanıldığından şiirde hakaret unsurları gözükmez.Kolaya kaçılmadan 10'lu hece vezni ile yazılmıştır. bilindiği üzre 10 ve 12'li hece vezinleri ile yazmak çok zordur..fekat"gözlüklü" diye isimlendirilmemin vermiş olduğu üzüntü ve sinir duyguları sayesinde bu şiir 10 dakika gibi kısa bir sürede yazılmıştır..Karacoğlan'a gülerken kendi başıma geldi..:) Bilindiği üzere Karacaoğlan'a kızın biri "KARA" demiş ve o da "Bana kara diyen dilber" cümlesi ile başlayan nefis bir şiir yazmıştır.


28 Nisan 2012 Cumartesi

"GİBİ" redifli Gazel

Gel ey sevgili bana gel sensiz oldum divane gibi
Kalpte kan badeleri içilir sanki meyhane gibi

Dilimi süsle didarımı neşveye sevk et hep gülem
Tek dilimi değil evimi de süsle kaşane gibi

Yürümenden zelzele olsun razıyım güller hep solsun
Ki sen yürümesende benim me'vam hep virane gibi

Gamzen cümle insanı katleder zülfün rüzgar üfürür
Gonca dehanın sakinin elindeki peymane gibi

Şule-yi sevda senin kalbini hasta eder ey alper
Üftadelerin kalbi değil mi ki hep hastane gibi

RUBAİ

Kamu aşikan katledilir
Onlar kalblerde habsedilir
Bir nim nigah yeterdir ona
Aşıkın ömrü mahvedilir

Anlamazlar

Aşıklar "Ene'l Hak" söyler
Resenin yolunu boylar
Aşkı anlamaz ki kullar
Sadece boş boş bakarlar

9 Nisan 2012 Pazartesi

MESNEVİ

                                    Mesnevi-yi Mecazi

Üç tane Merve tanıdım ben
Hepsinde aynı beyaz bir ten

Üçü de birbirinden güzel
Onların sözleri çok özel

İlki Ereğlili bir afet
Allah'ım o nasıl zarafet

İyi çalışmıştı sınava
Tüm sınıflarda ona me'va

Sanki o perilerle yeksan
Parmakları çirkin tek noksan

Eşarbı sanki ipek eşarp
O dilaranın evi çok sarp

Rengarenk giyer,yakışırdı
Uyuzlar ona dolaşırdı

Yeşil kıyafeti çok müthiş
Güzel ki etti beni medhuş

Görünce beni der "Günaydın"
O an içim olur apaydın

Gönle hitap eder o dilber
Heyecandan dışa akar ter

Derunum gönderir bir murad
Beni ol güzel eyler Ferhad

Onu gören olur bir Mecnun
Yanar ki ne yanar şu derun

Güzelliğini görse Baki
Amma o güzel de bir fani

Arkama otururdu çokça
Ki sesi duyulurdu hoşça

Mayıs'ta kapandı dershane
Naçar kaldım oldum divane

Buldum o bahtsızı sonunda
Bir buçuk yıl geçmişti amma

Ki kalmamış bende heyecan
Elinde görürdüm dürr,mercan

Dedim halin hatrın nicedir
Demek ister meylim sizedir

Mesaj attım gelmedi cevab
O işler ki her daim sevab

Acep söylesem mi ki duygumu
Cevab eğer mi ki boynumu

Kamu işi gösterir zaman
Bol bol dua etmeli heman

Sanma beni özgeye yanan
Kıskanır seni cümle huban

Ol duhterin anası melek
Seni bana verecek felek

Sen olmadan ben oldum geda
Bir kalpteki ateştir sevda

O benim için dua etti
Duası üftadeye yetti

İkinci Merve Üsküdarlı
O yaptı beni ağlamaklı

Payitahtın o en özeli
Bulmuştum böyle bir güzeli

O bembeyaz başörtüsüyle
Benzerdi sanki bir periye

Sureti ki dertlere deva
Sireti aşıklara şifa

Akıttı gözümün yaşını
Yemedi o aşkın aşını

Sel olmuştu gözümün kanı
Ona feda kılmıştım canı

Hiç bozmadı o ikrarını
İsterim aşkın tekrarını

Lisan öğret demişti bana
Tüm lisan olsun feda sana

Böyle bir canan büyük ihsan
Mest olur onu gören insan

Aşkıyla olmuştum mestane
Gezerdim sanki ben divane

Hem mest eyler hem cezb eder
Onu gören gözler fikr eyler

Sapsarı kaşı vardı onun
Hadleri gamzeliydi onun

Gözleri hep ufka bakardı
Dinsiz biri olsa tapardı

Pembe libası bir harika
Çok severdim seni Maşika

Deryalarda serbest gezerdi
Asuman o kızı süzerdi

Aşk deryasına gavvas olam
Zaten yok benim gibi gulam

Aslı o kızın Zonguldakmış
Aşikanı o tutup atmış

Kadköy lisesinde okudu
Mektebinde aşkı dokudu

Amma öğrenmedi hiç aşkı
Kes beni elindeki bıçkı

İlk defa olmuştum ben aşık
Halimden anlar kesin Vamık

Giymiştim ben derviş sofunu
Millet yaşar aşkın kofunu

O dil-rüba sevmez rüzgarı
Alakadar etmez ağyarı

Rüzgar getir ondan bir koku
Değişsin Konya'daki doku

Papatyam ederdi beni şad
Hocaydı o ederdi irşad

Onun dişleri sanki müşgbar
Dideleri sanki bir nurbar

Tanıştık yirmi dokuz martta
Veda etti bana mayısta

Ki kaldı içimde bir acı
Onu ederdim ben baştacı

Mayıs yirmi sekiz, vedası
Onun bana cevr ü cefası

Üçüncü Merve'nin mekanı
Saygı duyar devlet erkanı

İstanbul'da yaşar bu güzel
Ne ebet bıraktı ne ezel

Hadler gamzeli leb pembeli
Meskeni İstanbul'un semti

Hastaydım ben şifa diledi
Onun marifeti çok idi

Dua etti nezle def oldu
Reddettiği erkek mahv oldu

Ondaki bir müthiş güzellik
Biraz vardı onda bencillik

Sesi ki sergerdan edermiş
Vechindeki verd-i ahmermiş

Nurunu gördük ol dilberin
Üstünde yaşar işte berrin

Güzelliği dillere destan
Çirkin diyen söylüyor yalan

Onun sohbeti çok lezzetli
Benim nazarımda kıymetli

O memleketi de düşünür
Kızlar buna ancak gülüşür

Çok ama çok hoştur ki o kız
Ki baktıkça içim eder cız

Gayet endamlı güzel fizik
Didarında yok tek bir çizik

Dideleri ki boncuk boncuk
Yüzünde belirir tomurcuk

Çiçeklerden bile çok zarif
Çok da nükteli dili latif

En güzel gazele o layık
Taşır onu sarhoş bir kayık

Memnunmuş ondan amuhte-gah
Onun için doğar her sabah

Güzelin ismi iki hece
Sanarsın sen sanki bir ece

Gezer o dilber leyl ü nehar
Ben onun gülşeninde bir har

Onun için eve girer muş
Sokakta onu izler tüm kuş

Şehr-i dili eyler o mamur
Elinde görmedim hiç hamur

Alper de yazdı bir mesnevi
Bu alemde o bir konevi








29 Mart 2012 Perşembe

Gazel

Çöllerde avare gezen Mecnun gibi sevdim seni
Ki bir dilber-i ra'nanın gamzesinde gördüm seni

Maksuduna ermek isteyen bülbül gibiydi halim
Bülbülleri öldüren şehbaz misali süzdüm seni

mevc-i derya-yı aşkım,kalbinin sahiline vuran
Sahilinden geri çevirdin düşlerde öptüm seni

Ehl-i aşk içinde senin yüzünden suçlu bulundum
Ey canan alakadar etmez ki benim cürmüm seni

Medhuş oldum güzelliğinden,düşürdün beni zara
Kanlı sirişklerimin içinde taşır fülküm seni

Leyl-i tarab gününde nurefşan kişi sen olursun
Lü'lü-i şehvar elimde,mutlu eder mülküm seni

Dil şehrinin her kuşe başında bir derban bulunur
Hep kaşanelerde izmar eder benim ömrüm seni

Cümle gazelin muhatabısın benim nazarımda
Ey ruh-ı revanım celb edecek benim mürgüm seni

Nedim-i saniyem ben hep seni meth eylerim canan
Yalnız alper değil öven,över cümle merdüm seni

14 Mart 2012 Çarşamba

16'lı Hece Vezni-Modern Gazel-Akrostiş San'atı /Muvaşşah


Maşuk olan eziyet eder aşıka baka baka
Mahkum olan insan can verir resene baka baka

Ehl-i aşk, rah-ı hakikatin müdavimidir elbet
Aşkları ölüme götürür Nesim-veş baka baka

Revnak olan suretindir,ra'na olan siretin ki
Davut lal olur senin gül cemaline baka baka

Verd-i ahmer gülistanda açar,bülbülü çağırır
Bir gül değil tüm gülşen utanır sana baka baka

Eşkim sel olur akar cihana senin hasretinden
Alper seni özlüyor resimlerine baka baka








8 Mart 2012 Perşembe

12'li Hece vezni

Felek bir noktada yalancı değil mi
Cümle insan yalana kurban değil mi

"Kün" emriyle oluyor her şey gerçek bu
Bu gerçeği bilmeyen beşer değil mi

Bimar olup yatak döşek yatan insan
İnsanı sokup zehr eden mar değil mi

Bulutlar ağlar yağmur olur,ot güler
Katreleri Derya eden Hak değil mi

Hakikat denizine dalgıç olanlar
Şikarları dürr ile mercan değil mi

Yolunu şaşıran insan gafil olur
İnsanı da şaşırtan şeytan değil mi

Nice aşığın kalbini bab-ı aşktan
Geri çevirip,üzen derban değil mi

Haberdar olmayanın kendi özünden
Bütün bildikleri de yalan değil mi

Tüm kainat onun için yaratıldı
Alemler sultanı Muhammed değil mi

Gulam olmak senin gibi bir dilbere
Bana Hak'tan büyük bir ihsan değil mi

Aşk oduyla yanan Mecnun'u gör ki sen
Vuslatına mani olan çöl değil mi

Aşk insanı türlü çileye sevk eder
Aşkı için dağ delen Ferhad değil mi

Aşk yüzünden nice canlara kıyılır
Can verenler Mansur,Muhyiddin değil mi

Mansur sonunda düştü aşkın darına
Beni öldüren yarin zülfü değil mi

Biçare andelib gülzarda ah eder
Onu figana celb eden gül değil mi

Senin aşkının şiddetinden dünyaya
Gözlerimden damlayan baran değil mi

Benim kalbimde bir özge sultan vardır
Üftadelerin kalbi dolu değil mi

Derunumda yakmış olduğu nar-ı aşk
Beni mestane eden ateş değil mi

Kimi aşktan mestane kimi divane
Aşk'tan hep çile çeken alper değil mi



Salih Baba'dan iktibas yapılmıştır.. birkaç yerde

2 Mart 2012 Cuma

13'lü hece vezni ile

Yanar derunum od aldı kalbim yanıyor
Gülmez oldu yüzüm gözüm bak kan saçıyor

Senin bakışın beni öldürmeye yeter
Bakma bana çevir yüzün yeter bu keder

Gözlerin o kadar güzel sanki ahu-veş
Leyali nurun aydınlatır sanki meh-veş

Hüda diyor ki "inne maal usri yüsran"
Senin yüzünden halim olmuştu perişan

Ruz-ı mahşerde dilersin elbette aman
Olacaktır gene de senin halin yaman

Hesap gününde senin gönlünde od yanar
Merhametsizliğinden korkan İblis kaçar

Mürg,gürg senin yüce ismini söyler durur
Biçare aşıkların gözleri yaş durur

Bakmam senden özge olsa da güzel dilber
Zira aşk deryasının dalgıcıdır alper

Modern şiir çizgisinde.. 13'lü hece

Papatyamdın sen benim ,koklayamadığım
Sevdiğimdin ki sen benim sevemediğim
Ansızın çekip gittin,özleyemediğim
Sırf sana benziyor diye papatyaları
Koparmadım,koparamadım,gülemedim
Gidişin ağlattı güle güle demedim
Şimdi hatırlarım da sana gücenmedim

28 Şubat 2012 Salı

TÜRK'ÜN BÜYÜKLERİ (11'li hece vezni) DESTAN



Alper Tunga türedi çıktı ilkin
Sonra lideri oldu Oğuz,Türkün
Hesap sordu, sonu geldi bu zulmün
Bitmesin sonu gelmesin bu gücün

Avrupaya kurdu gitti otağı
Dağları olmuştu bozkurt yatağı
Af dilemişti ki papa yavşağı
Türk'ü öldürdü İldiko kaltağı

Ötüken'de hükümdar oldu Kutluk
Türk ülkesinde görülür bir bolluk
Köktürk'te olmaz hiçbir zaman kıtlık
Çünkü kurmuştu muazzam bir dirlik

Gazne'ye olmuştu ki Mahmud,sultan
Elinde ferman,dilindeydi Kur'an
Sefer halindeydi o sultan her an
Babür Şah'ın mekanıdır Hindistan

Bayrağı sonra devraldı ki Selçuk
Etti bütün Horasan ona kulluk
Anadolu kapısın aç Alpaslan
Görmedi dünya senin gibi aslan

Aslan oğlu Melikşah geçti başa
Türk ordusu yenilecekmiş haşa
Alaaddin Moğol ile çarpışa
Anadolu düşmüştü büyük dara

Sonra Osman Gazi aldı bayrağı
Söğüt'te alevlemişti ocağı
İnanmıştı ülkenin her bucağı
Timur ki beylere açtı kucağı

Sonra Sultan Mehmed olmuştu Fatih
Bütün cihan ona düzmüştü metih
Anadolu'ya ondan geldi talih
Açıldı baht seferler oldu fetih

Yahudiler yıkmıştı ki devleti
Mustafa Kemal kurtardı milleti
Ve ilan etti ki cumhuriyeti
Alper duyuyor sizlere minneti


ustalık eserim olan bu şiir aynı zamanda nefis bir destan örneği olarak da görülebilir.. 11'li hece veznini kullandım... yarım saatten uzun zamanımı aldı, Türk tarihinden kesitler sunduğum bu nazım Türk milletinin içinden çıkardığı büyük bazı isimlerin yaptıklarını da anlatmaktadır..





25 Şubat 2012 Cumartesi

8'li hece

Dilimde sen gönlümde sen
Fayda etmez ki bu derde
Her şeyi çözen ilm-i fen
Dilimde sen gönlümde sen

Dilimde, gönlümde desem
Ayrıca buna inansam
Çare yok başka nidem ben
Dilimde sen gönlümde sen

Ucu bucağı olmayan
Napsam çöllere mi gitsem
Kurtulmam yine her yer sen
Dilimde sen gönlümde sen

NENE

Serindi Tont geceleri
Hafif üşürdük geçerdi
Sobada ısınır idi
Mutfaktan gelince nene

Sobada yapar patates
Dedeme derdi lafı kes
Ah dede bir kez olsun sus
Dışardan geliyor nene

YALANCI

Keşke tanımasaydım seni
Yaktın kül ettin zaten beni
Güya şimdi mutlusun demi
Yalancı! vallahi billahi

SALAKNAME

Niğde'den korkup kaçtım
Geldim başıma dert açtım
Bilmiyom ben ne yaptım
Allah'ım senden başkasına mı taptım
Çok saftım herkesi kendim gibi sandım
Ne bilem böyle olacağını gelmez olaydım
Ben bu işe çok şaştım
Alperim ben ne yapayım
Oturup ağlayayım
Heccavım ben kendini hicveden
Kendi eliyle kendini mahveden
AA beklerken BA'dan oldum
Gül gibi sarardım soldum
Aç susuz ders çalıştım
Gelen notlarla feleğimi şaşırdım



   Şair bu nazımda kendisini tenkid ediyor,kendisine hiciv yazıyor...Yaptığı işin yani verdiği kararın "Salaklık" olduğunu belirtiyor...

:) nukteli tarzda ve gülünç durumu tarif için yazıldı..

23 Şubat 2012 Perşembe

ÜSKÜDAR


   Sevdiğim sende ver onu Üsküdar
   Dildarım sende oldukça kalbim dar
   Ki bir papatya için ağlayan var
  Ağlamana ne hacet Aşina var

   Didemin,derunum o idi safası
   Her derdimin papatyaydı devası
   Sohbeti idi gönlümün safası
   Sureti beni celb eden vasfı
   Sireti aşk'ın hayat ile mematı
   O lazım değil Aşina var

   Söylerim AYN,ŞIN ve KAF
   Hiç anlamıyorsun be saf
   Papatya'ya bağlanan alper tuhaf
   Bağlanmana ne gerek Aşina var

   Sevdiğim sende ver onu Üsküdar
   Dilaram sende oldukça kalbim hun ağlar
   Bir papatya için derunumda nar var
   Papatya'ya ne lüzum senin Aşina'n var

   Aşktan anlamayana ne çare
   Yalvarmalı mıyım yare
   Yar bizi unuttu gitti
   La Tahzen! Aşina bitti


burada da önceki şiirlerdeki papatya geçmektedir.. aynı papatya'dan bahsettik.. bunun özü Papatya'ya gerek yok; aslında senin Aşina gibi önemli bir değerli tanıdığın var demek oluyor.. "Aşina bitti" sözünde de imdada koştu,yetişti,yardıma geldi manası vardır..

MihrüMah...

Ey mihrümahım
oldur benim güneşim ayım
o olmazsa ben çok naçarım
O'nsuzluğa ben sanki berdarım

ismini mihr ü mah söyler her yerde
olsan da fark etmez berr de bahrde
ki ismi zaten mihr ü mahın dilinde
Anın sevgisi Alper'in gönlünde


Sad'ı sadakattir
Vav'ı vefadır
Alper'e safadır
Ol mihribanımdır

Nun'u nakıştır
A'sı aşktır
Alper'e şifadır
Ol mihribanımdır

Açsın çiçekler, güller
Ötsün kuşlar, bülbüller
Uslanır mı sandın sen
Mihrümahı gören gözler

Kalp kapılarımın sensin derbanı
Sensiz gecelerimin pasubanı
Sana benzeyen güllerin bağçevanı
Ziya ile süslersin asumanı

Selam olsun ....
Varsın gelsin bir ...
Alper bu işte şair ya
Sakın yanlış anlamayın ha


bu nazımda mih ü mah ve mihrümah olarak farklı 2 kelime kullanıldı.. anlamsal olarak aynı fekat birisi özel anlamda bir diğeri ise cins adı olarak zikredildi.. ayrıca bu şiir benim en eski şiirlerden çöpe atmayıp sonradan bulduğum şiirlerden..:) ve  özensiz olanlardandır....  eski-yeni harmanı düşünülerek yazılmış olsa gerek.. :)

Sayın müfettiş yani Muaf Onur'un isteği üzerine.:)

Arkadaşımdır benim Onur
Onda yoktur fazla gurur
Niğde sokaklarında atar tur
Yine de çok sıkılıp durur
Yazık dilarası da yoktur
Lakin sevgisi de çoktur

Ben'i özetliyor..

Ayineler ağyarım
Alemde serdarım
O idi dildarım
Alperim derde berdarım

EŞGİ'nin Umar için..

O'nun ismidir ki Ömer dede
Hürmet eder ahlaka edebe
Dede Dede diye seslenene
Elbet yardım eder zevkle şevkle
Sohbeti ki çok tatlı çok güzel
O'nun bilgisi derya  çok özel
O yorulmaz ki hiç, konuşur hep
Yanında olmasa bir yığın hap
Elma dolu masasındaki kap
Seviyoruz seni,seveceğiz
Bırak onu bunu düşünmeyi
Kendine dert edinip üzülmeyi
Alper yanında olacak inşaallah
Sağlığın sıhhatin iyi maşaallah

mersiye-yi Mürüvvet Nene

Sen gittiğinden beri
Gökyüzü ağlıyor
Yeryüzü sararıyor
Sen gittiğinden beri

Canlar nasıl dayansın yokluğuna
Tüm canlılar kulak verin feryadıma
Hatırlarız seni güzel anılarla
Sen gittiğinden beri

Aktı gözüm yaşı sel oldu
Yandı ciğer kebab oldu
Yürek kanı şarab oldu
Sen gittiğinden beri

Hicranının acısını dünya işitiyor
Yokluğun yüreklerimizi yakıyor
Yazık! Bedenin toprakta çürüyor
Alper seni çok özlüyor
Sen gittiğinden beri



Allah diyen bak kurtuluyor
İnkar eden ki boğuluyor
Mezarda bağırıyor,ağlıyor
Giden ki geri dönmüyor
Ölenler geri gelmeye çalışıyor
Beyhude uğraş,işe yaramıyor
Ademoğlu bu ders almıyor
Tutturmuşlar "Ölenle ölünmüyor"

22 Şubat 2012 Çarşamba

......
Nar-ı muhabbete mağlub olma
Tut ki kolumdan gel gafil olma
....

kitap basıldığında devamı

21 Şubat 2012 Salı

Meftunu oldum
Meczubu oldum                                            
Mecnunu oldum
PAPATYANIN


Sesi surdur
Gözü nurdur
Teni akdur
PAPATYANIN

Al iç elinden
Kurtul ölümden
Sıkı tut kolundan
PAPATYANIN

Haktır kelamı
Sevgidir meramı
Alper gulamı
PAPATYANIN



Salih Baba'dan iktibas ve değiştirme yapılmıştır..

20 Şubat 2012 Pazartesi

KELBNAME

evet aslında en uzun ve en güzel şiirim kelbname'dir. Fakat bu hicivi internette kesinlikle yayınlamadım.. Çünkü bu şiirde eleştirdiğim,köpek yerine koyduğum şahıs yani muhatabım geri adım attı ve amiyane tabirle "yola geldi" Bu şiiri 4-5 arkadaşıma okudum ve hepsi de istisnasız çok beğendi... 67 mısradan müteşekkil bir hiciv olan KELBNAME şair Şeyhi'nin Harname'si var da neden benim Kelbname'm olmasın düşüncesi ile ve bu şiiri kaleme alacak kadar sinirlenmem suretiyle yazıldı.. tahminen 3 gün sürdü, yani en çok uğraş verdiğim şiir anlamına da geliyor.. 19 Ağustos 2011'de başlamıştım yazmaya.. zehir zemberek hatta ve hatta son beyitinde argo olan bir hicivdir.Bu şiirde tenkid edip köpek yerine koyduğum şahıs verdiğim süre zarfında geri adım atınca bunu yayınlamadım ve yayınlamayacağım.. çok merak eden olursa şiiri gönderebilirim.. tamamını olmasa da sadece 1 beytini verelim..:))

    Gitseydin burdan kurtulsaydı ahali
    senin sıfatın bir soysuz kelb misali

19 Şubat 2012 Pazar

12'li hece vezni ile

Gönle şifa derde deva sensin Allah
ismini çeken bir kez olsun demez ah
senden bihaber değil semadaki mah
senin yüce izninle doğar her sabah

11'li hece vezni ile

 Rabbe kul ol düşünme ötesini
 çıkar başındaki gaflet fesini
 Rabbim rabbim diye çıkar sesini
Allah diye ver sen son nefesini

8'li Hece vezni


sen et duanı ol dai
ibadetin olsun kavi
semanın rengidir mavi
sen acı bize ilahi


Toprak ki çağırır bizi
eceldir kaçmayız gayri
dünya fani ahret baki
sen acı bize ilahi

18 Şubat 2012 Cumartesi

......
Bembeyaz başörtünle
benzersin bir periye
sapsarı kaşların
keman misali kirpiklerin
Alper'in başını döndüren o gülüşlerin
mehveşisin sen Alper'in

ilk şiirdir ilk teşebbüs denebilir.. baş tarafı kitap basılırsa tarafımdan eklenebilir :) samimi duyguların teknikten habersiz cereyan etmesidir bu..

Selçuk Üniversitesi'ne bir tenkid


13'lü Heca vezni ile yazılan bu şi'r tarafımdan kaldırıldı.. merak buyuran olursa ona özel olarak gönderip,okuturum.. :)